Adıyaman Milli Eğitim Müdürü Hakan Gönen, gündeme dair gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Adıyaman’da göreve yeni başlayan Gönen, Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Yılmaz Çoban’ın sorularını yanıtladı. “BAHÇE DUVARINI KALDIRACAĞIZ” Yüzyüze eğitime başlanmasından dolayı duyduğu mutluluğu paylayan Gönen, “2021-2022 eğitim ve öğretim yılımızın da özellikle yüz yüze eğitimle başlamış olmamızdan dolayı mutlu olduğumu bildirerek hayırlı olsun dileklerimi bildiriyorum. Çocuklarımız uzaktan eğitim sürecinde fiziksel, duygusal anlamda maalesef evlerinde kalmak zorunda kaldılar. Okullarımızın yüzyüze eğitime başlaması münasebetiyle öncelikle çocuklarımızın fiziksel ve duygusal anlamdaki aksaklık ve eksiklerini giderici konularımızı okul müdürlerimiz aracılığıyla öğretmenlerimizle paylaşmış olduk. Birinci etapta çocuklarımıza tekrardan okullarımıza motive olma faaliyetlerimiz yapılacaktır. Özellikle ilkokul üçüncü sınıfta, salgının başlamasıyla birlikte birinci sınıfa başlayan çocuklarımız ve ilkokul ikinci sınıf öğrencilerimiz için okuma yazma faaliyetlerini yaparak eksikliklerin giderici faaliyetlerimiz konusunda gerekli bilgilendirmelerimizi yaktık. Diğer anlamda öğrenme eksiği olan öğrencilerimiz mutlaka var. Bu konuda da okullarımız, öğretmenlerimiz, okul idarelerimiz öğrenme eksiklerini giderici bir ön hazır çalışması yapacaklar. Daha sonrada eğitim ve öğretimimizi salgına karşı dikkatli olarak sürdürmeyi planlıyoruz. Velilerimiz çocuklarımız konusunda önce çocuklarımızı tanıyarak, onların istek ve taleplerini dinleyerek, onların özelliklerini gözlemleyerek okullarımızla sağlıklı iletişim kurmalarını, okullarımızla sürekli olarak işbirliği halinde olmalarını istiyoruz. Bu dediklerim yapıldığı zaman hem öğrencilerimiz kendilerini değerli hissedecekler hem de öğretmen ve veli arasındaki ortak paydaş olan öğrencinin neye ihtiyacı olduğu nasıl bir işleme tabi tutulması gerektiği konusunda fikir ortaya çıkacaktır. Okullarımızda artık okul, bahçeleriyle sınırlı okul yönetim anlayışı olmayacak. Kayıt alanındaki bütün öğrencilerimizin sosyal yaşamları, ortamları gibi konularda okullarımızda rehber öğretmenlerimizin koordinasyonunda onların rehberlikle ilgili bakış açısı göz önüne alınarak öğrencilerimiz, ailelerimiz okulların ilgi alanı içerisine girecektir. Sadece okulun bahçesiyle sınırlı görev anlayışımız olmayacak. Bahçe duvarını zihnen kaldıracağız.” şeklinde konuştu. “PROJELERİ ÖNEMSİYORUM” Adıyamanlı gençlerin akademik anlamda başarılı olma noktasında hiçbir eksiklikleri olmadığını kaydeden Gönen, “ Biz onlara daha bilimsel, nitelikli yaklaşımlarla destekleyerek akademik başarıyı arttırmayı planlıyoruz. Bu söylediğim sözleri Adıyaman’ın il geneli için söylüyorum. Artık dönemimiz proje dönemidir. Bu projeleri çok önemsiyoruz. Araştırma, geliştirme birimimiz var. Onlarla bir projemizi geliştirdik. O projeyi de uygulamaya koyacağız. Bu kapsamda TUBİTAK bilim yarışmaları ve fuarlarına dönük bütün okullarımız, orta ve liselerimiz faaliyet gösterecekler.  Bizde onlara öncülük yapacağız. Diğer sosyal ve kültürel faaliyetleri içeren projeleri yapmayı planlıyoruz. Kalkınma Ajansı’ndan yine özellikle ortaöğretim düzeyindeki meslek liselerimizde destek  sağlayıcı projelerimiz olacak. Maalesef toplum olarak çok kitap okuyan bir toplum değiliz. Bu net bir gözlem. Sadede sınav için kitap okumak, kitap sayfası açmak olmamalı. Biz diyoruz ki; “En başta anne ve babalar evlerinde kitap okumaya başlamalılar. Çocuklarımız anne ve babalarını kendilerine model olarak kabul ettiklerinde onlarda kitap okumaya başlamalı. Kitap okunduğu zaman internet ve sosyal medya ortamından uzaklaşmış olunur. Kitap okuyarak hem kelime zenginliği hem de anlama, anlatım becerimizi, konuşma güzelliğimizi arttırmış oluyoruz. Aynı zamanda kitap okuyan bir öğrenci sınavlarda sınav sorularını anlamak konusunda hiçbir şekilde zaman kaybetmez. Öğrencinin soruyu anlaması çok kısa sürede olur. Bu şekilde sorulara pratik cevaplar verebilir. Bu sebeple okumanın her şeye faydalı olduğunu söylüyoruz. Anne ve babalar bu konun üzerine mutlaka düşsünler. Çocuklarımız talimatlandırarak ders çalıştırma, kitap okuma ile bu işin olmayacağını değerlendirmemiz gerekiyor. Velilerimize de güveniyorum. Bu okuma işini Adıyaman’da yaşam tarzına getireceğiz. Ana hedeflerimizden bir tanesi de budur.” dedi.   Dikkat edildiği takdirde eğitimin aksamayacağını belirten Gönen, “Bir aksaklık veya yüzyüze eğitimde bir kesinti olmazsa tedbirlere dikkat edersek eğitim hayatı kesintiye uğramayacaktır. Milli Eğitim Müdürlükleri, il ve ilçe Milli Eğitim Müdürlükleri dahil bütün okullarımızda görev yapan idareci ve öğretmenlerimizle Ekim ayının ikinci yarısından sonra belirleyeceğimiz bir tarihte Adıyaman il genelinde il, ilçe, köy, belde kim nerede görev yapıyorsa hepimiz eş zamanlı olarak aynı gün, aynı saatte velilerimize akşam saatlerinde ev ziyaret yapmayı düşünüyoruz. Her eğitimcimiz kendi okulundaki öğrencisini ziyaret etmiş olacaktır. Bu projemizin adı “Öğretmenim Hoş Geldin” projesidir. Bu projeyi daha önce çalıştığımız yerde uygulamıştık. Bu projeyle okul-veli işbirliğinin çok daha anlam kazanacağını, daha nitelikli bir hale dönüşeceğini inanıyoruz. İnşallah bu çalışmamızı yaparsak güzel sonuçları hep beraber göreceğiz.” ifadelerini kullandı. “TALİMATIMIZ YOK” Biliyorsunuz ücretsiz ders kitapları dağıtımları yapılıyor. Hükümetimizin, bakanlığımızın yaptığı çalışmayla uzun yıllardır artı velilerimiz ve öğrencilerimiz kitap arayışında değiller. Kitaplar okullar başlamadan önce okullarımıza teslim ediliyor. Bu kitaplarımızın hazırlığı bakanlığımız tarafından yapılıyor. Talim Terbiye Kurulu ilgili genel müdürlüklerle birlikte planlamayı yapıyor. Bu kitaplara dayalı sınavları da bakanlığımız yapıyor. Dolaysıyla kitabı ve programı geliştiren, sınavı kendisi yapan bir bakanlık olarak bizim ekstra dış kaynaklı bir kitap, yardımcı kitap gibi bir alışkanlığımız, bir beklentimiz, talimatımız yok. Dağıtılan kitaplar soruların içerdiği konuları içine alan kitaplardır. Bir yardımcı kitap alma zorunluluğu yada velilere zorlama asla söz konusu olamaz.” “PARA TOPLAMAK SUÇ VE YASAKTIR” Para toplama konusunda okullarımızda “Para toplama” diye bir ibare yoktur. Böyle bir şey olmaz, olamaz. Bizim okul aile birliklerimiz var. Okul aile birliklerimizin bağış toplama yetkisi var. Bağış kimden toplanır?  Maddi durumu iyi olan vatandaşlarımız bağış yaparlar. Okul aile birliklerimizde bu toplanan bağışlardan iki konu üzerinde durur. Bu konulardan bir tanesi dezavantajlı dediğimiz yoksul, fakir dediğimiz öğrencilerimizin materyal malzeme ihtiyaçlarını gidermektir. Zengin olan veya durumu iyi olan vatandaşlarımız bağış yapacak, okul aile birliği yönetimi de okul idaresiyle birlikte tespit ettiği ihtiyaç sahibi öğrencilerimize destek verecektir. Bir diğer konu ise okulun yapmayı planladığı sosyal, kültürel eğitim ve öğretimle ilgili etkinliklere finansman sağlamaktır. Dolaysıyla para toplamakla, bağış çok farklı şeylerdir. Bizim sistemimizde, milli eğitim teşkilatlarında “Para toplama” diye bir şey yoktur. Velimiz sadece bağış yapabilir. Onu da yaparken okul aile birliğinin açtığı hesaba yatırmak kaydıyla yapabilir. Bunda da gönüllük esastır. Vatandaştan kayıt esnasında bağış istenmesi söz konusu değildir.  “Kayıt yaptırırken okul aile birliğimize bağış yapmak ister misiniz?” denebilir. Veliler ilgili bankaya giderler. Elden para gibi bir şey söz konusu olmaz. İlgili banka hesabına, kamu bankasına açılmış o okulun aile birliği hesabına ücreti yatırmak ve dekontunu almak kaydıyla bağış yapabilirler. Bunun dışında herhangi bir nakdi para, pazarlık asla söz konusu olamaz. Bu yasak ve suçtur.” AŞI Velilerimiz özellikle şu salgın sürecinde mümkün olduğu kadar aşılanmamışlarsa aşılansınlar. Çevrelerinde aşılanmamış insanlar varsa aşılanmaları için teşvik etsinler. Salgınla ilgili okul ve kurum olarak bütün tedbirlerimizi alıyoruz. Dezenfektan, maske, yüzey temizleyici gibi ihtiyaçları zaten bakanlığımızın ödenekleriyle malzemeyi alıp tedarik ediyor. Bu konuda bir problemimiz yoktur. Velilerimiz salgın konusunda kendileri de dikkatli olsunlar, gerekli tedbirleri alsınlar. Kalabalık ortamlardan, taziye, düğün gibi ortamlarda şu sıra uzak dursunlar. Telefonla bu gibi durumlarda görüşmelerini gerçekleştirsinler. Çünkü bir ailemizin dikkatsizliği sonucunca Allah muhafaza pozitif durumun oluşması öğrencimizin okula risk taşımasına neden olacaktır. Okulda o sınıftaki öğrencilerimizin, öğretmenlerimizin ve okulun bu durumdan olumsuz yönde etkilenmesine neden olacaktır. Böylesine bir durum yüz yüze eğitimizin olumsuz yönde etkilenmesine neden olabilir. Bu sebeple bu konuda velilerimizin çok dikkatli olmalarını istiyoruz. Eğitim ve öğretim başladı. Velilerimizin öğle arasında çocuklarına yemek getirmek, bahçeye girmek gibi eğilimleri olduğunu duyuyoruz. Bu konuda velilerimiz okul idarelerinin uyarılarına dikkat etsinler. Okullarımıza bu salgın sürecinde çok acil bir durum olmadıkça veliler girişlere dikkat etsinler. Çünkü ne kadar kalabalık bir ortam olursa risk oranı da artmış oluyor. Böylesine bir durum ilk etapta çocuklarımızı, eğitim ve öğretimi olumsuz yönde etkileyecektir. Velilerimizin biraz sabırlı olmalarını istiyoruz. Velilerimizin bakış açısı, okulla işbirliği gerçekten bizler için çok önemli. Biz onlara güveniyoruz. Bütün velilerimize, öğretmenlerimize teşekkür ederek, öğrencilerimize başarılar diliyorum.”