14 Temmuz 2021 gecesinde bir an ruhumun derinliklerine Merhum Muhsin Yazıcıoğlu düştü. Niçin ve nasıl aklıma geldi anlayamadım ve hemen kâğıt kalemi alıp merhum ile ilgili bir şeyler yazmak istedim. Vatan, millet ve bayrak sevgisiyle; ilkeli kişiliğiyle Türk siyaset tarihinin liderlerinden merhum Yazıcıoğlu’nun 25 Mart 2009’da Kahramanmaraş’ın Çağlayancerit ilçesinden Yozgat’ın Yerköy ilçesine giderken Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesi kırsalına düşen helikopterde Yazıcıoğlu’yla birlikte beş kişinin cansız bedenine ulaşıldığını üzülerek öğrenmiştik basından. Merhum Yazıcıoğlu; yaşamının her anında dik durmuş, yaşamış ve doğruları için korkmadan mücadele etmiş yiğit bir Anadolu insanıydı. Kendini vatanına, milletine, bayrağına ve özellikle gençliğe adamış ilkeli bir siyaset adamıydı. Anadolu gençliğinin en iyi biçimde yetişmesi için bütün benliğiyle mücadele etmiş, gençlerin vatanına, milletine ve bayrağına hizmet edebilmeleri için yaşamının her anında fikri mücadelesini sürdürmüş ve 12 Eylül 1980 darbesinden sonra 7,5 yıl cezaevinde kaldığını düşünürsek kendisinin ruhunun derinliklerindeki ıstıraba rağmen bir gün dahi devletine küsmemiş biri olarak hatırlayacağız kendisini. Ülkemizin ve gençlerimizin çekilmek istenilen bataklığı görmüş ve Dönemin Cumhurbaşkanına yazdığı bir mektupta şöyle yazmıştı Yazıcıoğlu: Gençlerin için’’ Gençlerimizin eller silah değil, kalem tutmalı’’ diyen Yazıcıoğlu’nun bu çekilmek istenilen bataklığı kurutmak için verdiği mücadeleyi hatırlamak zorundayız.  Daha 24 yaşındayken Batılıların emrinde olan vatan hainlerine karşın her an mücadele etmeyi kendine şiar edinmiş ender kişilerden biridir Yazıcıoğlu. Bu duygu yoğunluğuyla rahmetlinin anısına bir şiir yazmaya çalıştık. Umarım dertlerinize tercüman olabiliriz.     Sonsuzluk kervanı geçmekte yüreğimde. Üşümekteyim. Yüreğim yangın yeri karların arasında. Üç günlük hayattan bunalmışım. Yanmışım, donmuşum, kül olmuşum… Ara yerden vurulmuşum. Yüreğim Rahmanda. Gözlerim semada. Son anda tevhid dilimde, ruhumda, benliğimde. Vurgun yiyen figanlar. Yorulan hava, ağlayan su ve dağılan duygular. Dağılın kara bulutlar! Süzülen kar, Yüreğim yangın yeri karların arasında. Hüzünlü semavi duygular. Ve yanı başımda katilim. Duasını beklediğim erenler nerelerdesiniz? Ahım arş-ı alaya sunuldu. Arzu halimin divanesiyim. Aminlerin fısıltısı dinletilmekte ruhuma. Veda duaları ardım sıra ilahi makama sunulmakta. Son toprak parçası kabrimde. Ve ahlar sunuluyor kabrimde. Alemlerin Rabbine dualar arz edilmekte ve ahımız kalmayacak karların ara yerinde. Istırap çeken gönüllere selamlar olsun. Makamın ALİ olsun. Son nefesimize kadar dua edeceklerimizin arasında yer alan Yazıcıoğlu’nu rahmetle yad ediyoruz…   CENGİZ İNCİ